11 Mayıs 2013 Cumartesi

GÜZEL ŞEYLER OLUYOR


Güzel şeyler oluyor benim için bu günlerde… Dostlarımın kitabımla imza günleri düzenlememi istemesi, TV’ye, radyoya davet, dergi röportajı gibi kitabın tanıtımı için çok hoş şeyler olmasından öte içimi ısıtan güzelliklerle doluyor etrafım şu günlerde.

Sosyal medya aracılığı ile tanıştığım “Hangi İstanbul ?” kitabının yazarı Sevil Bayer ‘le tanıştığımızdan beri, belki ikimiz de yazıyor olmamızdan, belki de ruh dünyalarımızda benzer sularda gezmiş olduğumuzdan bir sıcaklık oluştu. Hatta yollarımız öyle bir çakıştı ki aynı web sitesinde yazılarımız yayınlandığı gibi, önümüzdeki günlerde de aynı gazetede yazmaya başlayacağız. Ne güzel… Onun önerisi ile geçenlerde Asya yakasında bir imza günü düzenledik. Kendisine bu fikri içinçok çok teşekkür ederim.  Ancak bu imza gününde beni mutlu eden, yeni bir şeyi fark etmeme neden olan çok daha başka bir şey vardı…

Etkinliği duyurduğumda, zaten en baştan beri hep yanımda olan ve kitabımı ilk imzalı alanlardan olan Zülay,Baykan ve Berrin arkadaşlarımın “geleceğiz” diye işaretlemelerine çok şaşırdım. Üçünü de arayıp “ gelmeyecekseniz herhalde, değil mi ?” diye sordum.  Üçü de “ tabii ki geleceğiz, senin böyle özel bir gününde yanında olmayacağız da ne zaman olacağız?” dediler. Zülay ve Berrin sonra işleri nedeni ile gelemediler ama kalben çok orada olmak istediklerini biliyorum. Etkinlik sabahı ise sevgili yengem Buket de aradı. ” Geçerken beni de al, ben de geleceğim” dedi.  Tabii ki onun da elinde benim imzalı kitabım var. Sadece gelmekle kalmadılar sevgili dostum, komşum Baykan fotoğrafları çekerek günü ölümsüzleştirdi, sevgili yengem Buket ise saymanlık görevini üstlenerek benim herkesle daha rahat sohbet etmeme yardımcı oldu.

Şimdi çoğunuzun “ ee, ne var bunda? “ diyeceğinizi biliyorum. Belki siz biliyorsunuz ama ben bilmiyormuşum. Belki bir başak burcu kadını olmam nedeniyle, aslında daha doğrusu hayatım boyunca hemen hemen her şeyi tek başına yapmamdan dolayı pratik olma yetkinliğim daha çok gelişmiş anlaşılan. Ben, bu etkinliği düzenlerken elinde imzalı kitap olan dostlarımın geleceklerini hiç aklıma gelmedi.  Hem Avrupa yakasında oturan, hem de elinde imzalı kitap olan dostlarımın sırf benim yanımda olmak için o kadar yolu tepip geleceklerini hiç düşünmedim. Beklemedim de…  Sırf benim için bir şeyler yapılmasına alışık olmadığımdan… Ben yapmasına alışığım, bana yapılmasına değil… Özellikle Buket yengem sayesinde “ aile “ olmanın ne demek olduğunu hissettim. Hoş geçen sene panik atak geçirdiğimde her daim yanımda olan ekibindendir kendisi, sevgili komşum Baykan’la beraber ama geçen sene içinde bulunduğum kötü ruh halinde o sıcaklığı tam hissedememişim. O gün ise hissettim. Güzel, sıcacık bir duyguymuş…

O gün senelerdir görmediğim arkadaşlarımın gelmesi kadar beni aslında hiç tanımayıp sosyal medya ortamından tanıyanların da gelmesi beni ayrıca mutlu etti. Oradaki esas meselenin imzalı bir kitap almaktan ziyade yaydığım pozitif enerji olduğunu hissettim. Bir şekilde sosyal medya sayesinde tanıdıkları bu kadını tanımak, yazdıklarını okurken bu kadının ruhuyla birleştirmek isteğiydi sanırım. Yıllardır görmediğim arkadaşlarımın da beni hatırlayıp, değer verip gelmeleri ise senelerce doğru yatırımlar yaptığımı gösterdi bana. Yatırım derken yanlış anlaşılmasın; sevgi, samimiyet yatırımı yaptım ben hep. Bunların bana geri dönüşü kat be kat fazlası ile oldu ve hala oluyor…


Özetle adı her ne kadar “imza günü “ olsa da benim için “ sevgi günü”ydü. Beni sevgi battaniyesi ile saran, burada adını anmadıklarım da dahil herkese çok teşekkürlerimi sunarım. Sevildiğimi, değerli olduğumu ve en önemlisi bir “aile “ ye dahil olduğumu bir kere daha hissettim.

1 yorum:

panmarmaris dedi ki...

Sevgili Yasemin Hanımcığım.
Sizin güzel enerjiniz o kadar sıcacık ve yakın ki, insan size hep sarılmak istiyor.
Hakkımdaki güzel fikirlerinize çok teşekkür ediyorum. İnanın ki aynı duygulara sahibim.
Hayatınızda oluşan bu güzel yenilikleri siz yarattınız. Sanıyorum ki bu henüz bir başlangıç.
Sevgiyle sarıldım size.
Sevil Bayer.