BEKLEMEK

Bekle, diyorlar, bekle, sabret, biraz daha… O beklemenin içine kaç yıl, kaç gözyaşı, kaç hayal kırıklığının girdiğini biliyorlar mı? Beklerken saatin tik takının bir türlü ilerlemediğini, bir dakikadan diğerine geçerken bir ömrün geçtiğini…  Ne kadar kolay? Bekle… Beklerken insanın içinden, içinde güzel olan ne varsa darmadağın edercesine hızlı bir tren geçtiğini bilmiyorlar mı? Geriye sadece paramparça olmuş insan ve duygu parçaları kaldığını? Niye beklemeli ki insan? Beklenmemeli… Durmamalı, koşmalı… Güzel olan şeyleri yıkmadan, olanı daha da yüceltecek şekilde koşmalı… Beklemek neyi değiştirir? Olan zaten vardır, yoksa beklense de gelmez… Ya öne doğru koşmalı ya da geriye dönmeli ama sabit durmak var ya işte o ölüm!

Hiç yorum yok: