Ah Kafka! Kırk senelik kısa bir yaşam ama eserlerinin
dokunduğu binlerce yaşamla ölümsüz bir yazar. Eserlerinin çoğu, kendisi yok edilmelerini arzu etse de arkadaşı Max Brod tarafından ölümünden
sonra basılmış. Max Brod’a çok şey borçluyuz bu anlamda. Kendi varoluşuyla bu
kadar sıkıntı yaşayan yazar, binlerce
insanın sözcüsü olduğunu bilseydi biraz rahat eder miydi acaba? İngilizceye “Kafkaesque” tanımını sokacak kadar yazarları
etkilediğini?
Dönüşüm’ü aldım elime geçenlerde. Neden yeniden elime alma
gereksinimi hissettim bilmiyorum. Belki içinden geçtiğimiz şu kara günlerde,
belki de kişisel sıkıntılarım arasında varoluş sorusunu sık sık sorduğumdan. İnsanların
bir böcek gibi üzerlerine basılıp geçildiği, sanki hiç umutları, sevinçleri,
arzuları yokmuşçasına sadece bir sayıdan ibaret kaldıkları günlerden geçiyoruz.
Fiilen ölen her insanla beraber, bizler yani hala nefes alanlar biraz daha
ölüyoruz. Bu içinde yaşamak zorunda bırakıldığımız kaosun seyircisi olma konumunda
her gün biraz daha yok oluyoruz.
Kafka Gregor Samsa’yı yaratırken, böyle günlerden
geçmiyordu. Ancak Yahudi bir aileye mensup olmanın getirdiği bir yere ait olamama
hissi, o günlerde toplumun kabul gören değerlerine uyum sağlayamama, babası
tarafından kabul görmeme gibi ruhunu yaralayan duyguların kendi iç dünyasındaki
yansıması Gregor Samsa. Samsa’nın bir sabah uyandığında bir böceğe dönüşmesi,
bu tür toplum dışında kalmış insanların bir böcek gibi algılandığı, bir böcek
gibi hissettirildiği dünyanın kısa, öz fakat çok çarpıcı bir şekilde dışa vurumu.
Zaman, mekân farklı da olsa, yazarı tetikleyen duygular hâlâ geçerliliğini
koruyor. Bu yüzden Kafka her dönemin yazarı, bu yüzden ölümsüz.
Pirandello’nun Biri, Hiçbiri, Binlercesi adlı romanını
okurken ( o da varoluşu irdeliyor, anlaşılan takmışım bu konuya bu ara ) araya
içgüdüsel olarak sıkıştırdığım Dönüşüm hakkında yazmayacaktım aslında. Gerçek
edebiyatseverler arasında Kafka okumamış, Kafka’yı tanımayan kimse olduğunu
düşünmüyorum. Onun için ne Kafka ne de Dönüşüm hakkında uzun uzun yazmaya gerek
görmüyorum. Ancak son zamanlarda hissettiğim duygunun Kafka’nın bize eserleri
vasıtasıyla aktardığı duygularla ne kadar benzeş olduğunu düşündükçe, bu
dünyanın içine sığamayışı bu kadar güzel ifade edebilmiş bu dahi yazara bir
selam vermek istedim sadece.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder