ACIR MI MÖSYÖ MESSIER - ÖZLEM KİPER

Sevgili Özlem Kiper’le geçen sene Yeşim Cimcoz Yazı Evi’nde Nalan Barbarosoğlu’nun yaptığı “Oğuz Atay” atölyesinde tanıştım. Kendisi aynı yerde “Öyküye Giriş” atölyesinin hocasıydı. İki hocayla birlikte atölye yapmak başlarda beni ürkütse de sonradan bunun bir şans olduğunun farkına vardım. İki hocadan ayrı ayrı yorum alıyorsunuz. Büyük mutluluk. O atölyede okuyup incelediğimiz her öykünün ardından benzer temada bizim de bir öykü yazmamız gerekiyordu. Kiper’in öyküleriyle ilk orada karşılaştım.

Duyguları kurgunun içine yediren bir yazar Özlem Kiper. Acıyı bağıra bağıra okurun gözüne sokmuyor. Kelimelerle anlatmak yerine, olayların akışında karakterlerin tepkilerine giydiriyor duyguları. Ben duyguları da okumayı seven biri olduğum için, atölyede Güzin Abla’ya yazmamız gereken bir mektup ödevinde, mektubu yazan eşcinsel karakterin içinde bulunduğu yalnızlığı, dışlanmışlığı yumuşak ama ısırgan kelimelerle yazdığı mektubu çok beğenmiştim. Öyle ki, kendi ödevimde o karakteri mektubun içine sokmuştum. O mektup-öykünün de bu kitapta yer almasını arzu ederdim.

On dört öyküden oluşan bu kitapta insanın içinde sessizce yer eden kırıkların öykülerini yazmış Kiper. Kelime Avcısı adlı öyküsünde Oğuz Atay’ın Korkuyu Beklerken öyküsünün izlerini hissettim. Med-Cezir öyküsünde özellikle annenin çaresizlik içinde mektuplar aracılığıyla kızına uzanışından etkilendim. Adı Vuslat, gerçek sevginin şartlar ne olursa sönmediğini anlatan beğendiğim diğer bir öyküsü. Menü mü Alakart mı? yalnızlığın keskin çaresizliğine vurgu yapan diğer bir öykü. Bazı öykülerdeyse karakterlerin iç dünyasına pek giremedim. Örneğin kitabın ilk öyküsü olan Yalan Oldu da anlatıcının iç dünyasını daha derin görmek isterdim.

Bu arada söylemeden geçemeyeceğim; keşke kitabın editörü daha dikkatli olsaydı da, okumayı zorlaştıran yazım ve imla hataları olmasaydı! Virgüller o kadar yanlış yerlerde ki, cümle anlam değiştirip duyguyu yok edebiliyor. Bazı öykülerde duyguyu bu hatalardan dolayı yakalayamamış olduğumu da düşünüyorum. Arka kapak yazısının ise düşük cümleli, yazım hatalı karmakarışık bir yazı olması büyük talihsizlik! Yazmaya gönül vermiş bir yazarın ilk kitabına daha özen gösterilmeliydi inancındayım.

Değişik tarzları deneyerek yazdığı öykülerden oluşan bu kitabın ardından, yazdıkça kendi sesine daha da yaklaşacağı nice kitaplar bekliyorum kendisinden. Yolun açık olsun sevgili Özlem Kiper.


Hiç yorum yok: