BABAYA MEKTUP - FRANZ KAFKA

Oğuz Atay'ın Babam'a Mektup'uyla paralel olarak okuduğum bu kitap, Kafka'nın kendi iç dünyasını, kendi dinamiklerini oluşturan babayla çatışmasını çok açık olarak anlatıyor. Taşradan şehre gelen her iki babanın da, dönemlerinde oluşan yeni değerleri benimsemiş, geleneksel yapıları ile sağlam, başarılı, duruşlarından memnun karakterler olması her iki oğulda da içsel bunalımlar yaratmış. Atay'ın ki daha toplumsal düzlemdeyken Kafka'nın ki daha bireysel gözüküyor. Baba profilleri üzerinden yazarların yaşadıkları dönemlerin yükselen değerlerini de görüyoruz. Satırlar arasına annenin de önemi gizlenmiş. Atay'ın mektubunda babasını anlamaya çalışan, daha uzlaşmacı, daha sevecen bir tonlama var. Kafka ise daha öfke ve nefret dolu. Atay mektubunu oğlun diye bitirirken Kafka Franz diye bitiriyor mesela.Her ikisi de babaları tarafından anlaşılmadıklarından şikayetçi. Bir çok ebeveyn ve çocukları arasında yaşanan benzer çatışmalar, bu çatışmaların altında yatan psikolojik ruh durumları, çatışmaların tetiklediği psikoloji özellikle Kafka'nın mektubunda derinlemesine, varoluşçu bir yazarın duyarlılığı ile çok güzel ve detaylı anlatılmış.

Hiç yorum yok: