THE HOURS (SAATLER) - MICHAEL CUNNINGHAM

Virginia Woolf'un Mrs. Dalloway'ini okuduktan hemen sonra okumaya niyetlendiğim The Hours'u, araya dört öykü kitabı aldıktan sonra, okuyabildim en nihayet. Aynı adla filmi de çekilmiş bu kitabı beklediğime değdi.

1999 Pulitzer ve PEN/Faulkner ödüllerini almış The Hours ,Woolf'un  önce The Hours adını vermeyi planladığı ama sonra Mrs. Dalloway olarak değiştirdiği kitabından yola çıkarak yazılmış, üç farklı zaman diliminde yaşayan üç kadının içinde bulundukları yaşamla çelişen iç dünyalarını bilinç akışı tekniğiyle anlatan bir roman. Karakterlerden biri 1941 yılında intihar etmiş İngiltere'de yaşayan Virgina Woolf, diğeri 1949 yılında Los Angeles'da yaşayan Laura Brown, diğeriyse 20. yüzyılın sonlarında yaşayan New York'lu Clarissa Vaughan. Zaman ve mekân farklı olsa da bu üç kadının iç dünyalarında benzer duyguların olduğunu okuyoruz.

Virgina Woolf karakterini yazarken olabildiğince gerçeğine sadık kalabilmek için Virgina Woolf üzerine yazılmış kitaplardan, Woolf'un günlüklerinden yararlanmış yazar. Woolf karakterini okurken Mrs. Dalloway adlı kitabın yazılış sürecini ve Woolf'un hayatındaki hezeyanların kitaba yansımasını kurgulamış Cunningham. Laura Brown karakterine Mrs. Dalloway kitabını okutturarak, Clarissa Vaughan'ın eski sevgilisi, ömür boyu dostu Richard'a Clarissa'ya  Mrs. Dalloway diye hitap ettirerek ana bağlantıyı kurmuş Cunningham. Aynı sembolleri bu üç karakterin öykülerinde kullanarak hikâyeleri iç içe geçirmiş.

Clarissa Vaughan'ın hikâyesi aynen Mrs Dalloway'deki gibi akşam vereceği partiye çiçek almak için sokağa çıkmasıyla başlıyor ve Mrs. Dalloway'deki olay örgüsünün benzeriyle devam ediyor. Hatta kimi yerlerde aynı kelimeler/ benzer cümleler kullanılarak kitaba atıfta bulunulmuş. Bir anlamda 1920 yılında yazılmış Mrs. Dalloway'in modern versiyonu gibi. Laura Brown ise bu kitabı okurken, kitapta geçen duyguların kendi dünyasındaki yansımasını aktarıyor bize. Laura Brown, bir anlamda Woolf'un  kitabında apayrı bir düzlemde hikâyesi yürüyen ama sonunda bir şekilde hayatları kesişen  Septimus bana göre. Filmi seyretmemiş olanlar olabileceği için yazmayacağım ama Cunningham da sürpriz bir sonla hepsini birbirine bağlıyor.

İyi düşünülmüş, karakterler arasındaki bağın kurulabilmesi için Woolf'un kitabı didik didik incelenerek iyi kurgulanmış bir roman. Dili de Woolf'un dilinin sadeleştirilmiş hali gibi. Daha sade olmasına rağmen onunki gibi şiirsel.  Başka bir kitabını okumadığım için bu dil Cunningham'ın kendi tarzı mı yoksa bu kitapta Woolf'a sadık kalmak için özellikle mi seçildi bilmiyorum. Mrs. Dalloway Türkçeye Tomris Uyar tarafından çevrilmiş, Saatler ise  İlknur Özdemir tarafından çevrilmiş.

Beni tek rahatsız eden, sanırım yazarın kendisinin de eşcinsel olması sebebiyle, 20. yy'daki Clarissa'nın hikâyesinde herkesin eşcinsel olması. Eşcinselliğe karşı olmamakla birlikte günümüzde, özellikle Amerika'da eşcinsel olan ve olmayanların bir arada yaşadığı bir dünyada yaşıyoruz. Kitabın anlattığı ana temaya bir katkısı olmadığı gibi, hikâye bir nebze gerçekliğini yitiriyor. Filme bu eşcinsellik fazla yansımamıştı yanlış hatırlamıyorsam.

Kitapta bir yerde ismi geçen Meryl Streep'in Saatler filminde oynaması da ayrı bir hoşluk ancak filmi daha önce seyretmiş olduğum için, okurken karakterleri filmdekilerle özdeşleştirdim. Kitaptaki Julia karakteriyle filmdekini hiç bağdaştıramadım.  Filmi kitabı okumadan seyretmenin böyle bir yan etkisi var. Kendi hayal dünyanızı kısıtlıyor.

Virgina Woolf'u okumak ve anlamak zor. Tam anlayıp hissedebilmek için paragrafları birkaç defa okumak gerekiyor. Cunningham'ın ki çok daha sade. Okurken akıyor. Orijinal Mrs. Dalloway'i okumamış da olsanız, kitabın ruhunu hissedebilirsiniz. Ayrıca Cunningham'ın şiirsel bir dille ifade ettiği çok güzel tespitleri var. Kendi iç dünyanıza değen birini mutlaka bulacaksınız.

2 yorum:

panmarmaris dedi ki...

Yasemin Hanım, güzel yorumunuzdan epey faydalandım.
Okuduğunuz kitapları yorumlamanız, bizlere çok katkı sağlıyor.
Lütfen devam edin. Türkiye'de, hatta internette bu tür kültürel yorumlara çok ihtiyacımız var.
Teşekkürler.
Sevil Bayer

Yasemin Pforr dedi ki...

Sevil Hanım, bu zarif yorumunuz için teşekkürler. Amacım kitapseverlere seçenek sunmanın yanı sıra okumanın zevkini bir kaç kişiye aşılamak. Faydalı olduğunu görmek beni çok sevindirdi.
Sevgiler