19 Nisan 2013 Cuma

BİR KADIN


Dün yazdığım “İKİ ERKEK” başlıklı yazımda iki kurgu kahramanı erkekten bahsetmiştim. Filmler veya diziler gerçek hayatın kah komedi, kah dram olarak ekrana yansıması olduğuna göre bu karakterlerin benzerleri çevremizde de var. Eminim herkesin aklına birkaç isim gelmiştir. Benim ilgimi daha çok iflas edince sevmesine rağmen sevgilisini kendisinden uzaklaştıran karakter çekiyor.

Bir zamanlar bir arkadaşım, bir erkeğin başarıyı en derininde bir kadın için istediğini söylemişti. Bir erkeğin nihai hedefinin her zaman bir kadın olduğunu, dış dünyada gösterdiği savaşçılığını bir kadını hak etmek için yaptığını ifade etmişti. Bütün bu mücadelenin bir kadına ulaşmak için yollar olduğunu ve nihayetinde hak ettiği kadının göğsünde kendini ona bırakarak, güven içinde uyumak için yapıldığını anlatmıştı.

Bir kadın olarak bu duruşu dışarıdan anlamak zor… Biz kadınlar, çoğumuz diyelim, maddi gücün getireceği olanaklardan ziyade sadece sarılıp sarmalanmak istiyoruz. Erkeğin bize sunacağı maddi imkanlardan daha çok, o başarının erkeğin ruhunda yarattığı olumlu duyguların tarafımıza yansımasını seviyoruz. Size gözlerinde sevgiyle bakmayan bir erkekle en şık lokantalarda yemek yemişsiniz ya da sizi aşk gözüyle güzel görmeyen bir erkeğin karşısına en pahalı mücevherle donanmış pırıl pırıl çıkmışsınız ne faydası var? Belki bazılarımızın, bu tür hareketlerin erkeğin kendisi için neler yapabileceğinin göstergesi olarak hoşuna gidiyor olabilir bu jestler. Ancak aşkla yapılmıyorsa bu davetler, hediyeler faydası yok beyler, haberiniz olsun…

İşte burada aşk devreye giriyor… Aşkı kendimizin sevgilimizin gözündeki yansımayı ne kadar sevdiğimize, beğendiğimize orantılıyorsak yanlış yoldayız demektir. Aşk karşı tarafı olduğu gibi kabullenip, o haliyle sevmek, ona tutkuyla bağlanmak demek. Aşk bir alışveriş değildir. Aşk insanın kendini var ettiği, kendi benliğini olanca gücüyle hissedebildiği bir durum. Her iki tarafta da aynı durum söz konusu ise ilişki oluyor. Bu iyi hissetme hali sürdüğü sürece ilişki yürüyor. Ne zaman bir taraf diğerinin alanına tecavüz etmeye başlıyor, ilişki sarsılıyor. Karşı taraf kendimizi ne kadar özgür bırakmamıza yardımcı olursa aşk o kadar büyük oluyor. Özgür bırakma derken kendi ruhumuzu, kendi öz benliğimizi özgür bırakmaktan bahsediyorum. Yanlış anlaşılmasın…

Bir erkeğin bir kadını, bu herhangi bir kadın olabilir, hak etmek istemesi, bu yolda mücadele etmesi, onun kadına duyduğu aşktan ziyade kendi varlığını hissetmek adına önemli olduğunu düşünüyorum. Biz çoğu kadınlar erkeğin maddi gücüyle ilgilenmeyip kendi kişiliğini oluşturan ögelerle ilgileniyorsak da bir erkeğin kendini bütün hissetmesi için parametrelerini erkeğin koyduğu “başarı” ögesinin mutlak varlığına anlayış göstermemiz gerektiğine inanıyorum. Bize düşen ise ona olan inancımızı yitirmeden, onun kendini “ başarısız “ algıladığı süreç içinde, onun koyduğu mesafeye saygı duyarak yanında durmak… Onun her halukarda sizi hak ettiğini hissettirmek… Zaten sizde aşk duygusunu uyandırmayı başarmışsa hak ediyor demek değil midir?

19.04.2013

4 yorum:

Pet a Pillow dedi ki...

Yasemin'cim, her zamanki gibi olumlamalarla dolu bir yazı olmuş. Aklına sağlık... Sanırım toplumsal yaşamın varlığı ve kişisel algı uyaranların çeşitliliği, sözkonusu kadın-erkek etkileşimini biraz daha komplike kılıyor. Ancak, bu işin ABC'sini yazdıklarının oluşturduğuna inanıyor ve başlangıç için çok doğru bir yöntem tariflediğini düşünüyorum...

Yasemin Pforr dedi ki...

tabii ki bu temel... bunu temel sağlam kurulabilirse üzerine gelen diğer ögelerle de daha akılcı baş edilebileceğini düşünüyorum...teşekkürler yorumun için Tano'cum..

panmarmaris dedi ki...

Yasemin Hanımcığım,
Gene güzel tespitler yapmışsınız. Ancak bazı kadınların değer yargıları farklıdır. Yani paraya verdiği değeri, aşka verdiği değerden daha üstün tutan kadınlar da olmasına rağmen, temel olarak söyledikleriniz çok doğru.
Sevgilerimle.
Sevil Bayer

Yasemin Pforr dedi ki...

Zaten onun için , dikkat ederseniz, "çoğumuz" ve " bazılarımız" gibi ibareler kullandım. Benim tespitlerim sevgiyi, aşkı her türlü maddi değerden üstün tutanlar kadınlar için geçerli tabii ki..Yorumunuz için teşekkürler Sevil Hanım'cığım