25 Kasım 2013 Pazartesi

ÖĞRETMENLİK SEVGİ İŞİDİR

1994 yılından itibaren dünyada 5 Ekim tarihinde kutlanmaya başlayan                     “ Öğretmenler Günü “ , ülkemizde 1981 yılından beri Atatürk’ün Milli Mekteplerin Başöğretmenliği’ni kabul ettiği 24 Kasım’da kutlanır. Yakında Atatürk’le bağlantılı olduğu için bu güne de el atılmaz umarım. Ülkemizde öğretmenlerin hakkı maddi olarak tam karşılığını bulamasa da en azından manevi olarak değerlerini ifade eden bir günün olmasına hiç yoktan iyidir diyorum. Son dönemlerde iyice benimsediğimiz azla yetinme durumu yani…

Öğretmenlik çok kutsal bir meslek, bir o kadar da meşakkatli. Klişe bir cümle olduğu için kullanmadım. Gerçekten öyle olduğuna inandığım için kullandım. Bilginin en değerli hazine olduğunu kabul ediyorsak, bize bilgiyi öğreten, daha da ötesi içimize öğrenme isteği aşılayan, ona nasıl ulaşacağımızı öğreten, araştırma ve sorgulama yetimizi geliştiren öğretmenlerimizin hakkı ne yapsak ödenmez. Bu gün olduğumuz kişi olmamızda ebeveynlerimiz kadar, bazılarımız için onlardan da fazla, etkisi olan kişilerdir öğretmenler. Her türlü veriye açık beyinlerle öğretmenlere teslim ettiğimiz çocuklarımızın gelecekte hayata karşı duruşlarının temelini atar öğretmenler. Belki ondandır aynı okuldan mezun olanların bir ekol oluşturarak benzer bir kimlik çerçevesi içinde buluşmaları. Aynı heykeltraşın elinden çıkmış gibi, aynı öğretmenin elinden çıkmış, benzer değerlerle yontulmuş öğrenciler çıkar okuldan. Sonra zaman içinde yaşananların etkisiyle farklılıklar oluşsa da temel aynıdır. Temel sağlam atıldıysa üzerine kişinin eklediği doneler, onu renklendirerek güzelleştirir.

Öğretmen olabilmek için bence en önemli unsur insan sevgisidir. Bir çok farklı aileden gelen değişik huy ve kapasitedeki çocuklara birarada bir şey öğretmek ancak sevgiyle mümkün. Her bir öğrenciyi, çocuğun aile yapısıyla, kendine has iç dünyasıyla, yetenekleri ile algılayıp onu geliştirecek bir yaklaşım sergilemek gerçekten bir sabır işi. Sevgisiz olacak iş değil. Korku yöntemini kullanan bazı öğretmenler de var tabii ama sevgiyle yaklaşılan çocukların o bilgileri öğrenmesi, benimsemesi ve kullanması daha olası. Bu gün hangimiz şükranla korktuğumuz bir öğretmenimizi anıyoruz? Genelde sevdiğimiz öğretmenlerimizi şükranla anar, dualarımızdan eksik etmeyiz, değil mi?

Öğretmenliğin en önemli görevinin çarpım tablosu veya ülkedeki dağlar, nehirler vs bilgiler öğretmesinin ötesinde insana bilginin değerini, öğrenmenin zevkini öğretmesi olduğunu düşünüyorum. İşte esas temel bu! Bunu başarıyla yapabilen öğretmenlerin öğrencileri her zaman hayatta başarılı ve mutlu insanlar olacaktır.
Bir de mesleği öğretmenlik olmayan ama duruşlarıyla, fikirleri ile insana bir şeyler öğreten insanlar vardır. O tür kişilere de inanılmaz saygı duyuyorum. Öğrenmek isteyen herkese, herkesin bir şeyler öğretebileceğini düşünüyorum. Aslında hepimiz hem öğretmeniz hem öğrenciyiz. Öğrenmenin sonu olmadığı gibi öğretmenin de sonu yok. Hepimizin çevresinde hayat dersinde daha ilk basamaklarda olanlar olduğu gibi, hayat basamaklarını tırmanmış kişiler vardır. Bizden geride gelenlere basamakları çıkmaya yardım etmek, önümüzde olanlardan ise basamakları nasıl çıkacağımıza dair bilgi almak hepimizin hayatını zenginleştirici ve kolaylaştırıcı olur. Bilgi esastır.


Öğretmenliğin hakkını veren tüm öğretmenlerimizin, mesleği öğretmenlik olmasa bile çevresine, hayatı güzelleştirecek bilgiyi verenlerin, verilen bilgileri sorgulayarak, öğrenerek içselleştiren öğrencilerin “Öğretmenler Günü” nü kutluyorum. Beni ve kızımı yetiştirmiş tüm saygıdeğer öğretmenlerime buradan sevgilerimi ve şükranlarımı sunuyorum. 

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Öğretmenlik kutsal bir meslektir. Öyle ki; öğretmenlik hayatları bitse bile, öğretme ve eğitme çabaları bitmez. Bu mücadeleyi her alanda vermeye çalışırlar. Mücadele diyorum zira; eğitme ve öğretme aynı zamanda bir mücadeleyi de gerektirir.

Gerek kendi sosyal yaşantısı, ekonomik koşulların zorluğu ve gerekse siyasi ortam ve toplumsal bakış açısıyla birlikte ailelerin olumlu ya da olumsuz etken oluşu ve daha bir çok neden onların mücadelesinin bir çerçevesidir.

Bu kapsamda her zaman ve her ortamda saygı duyulmalı, baş köşede yerleri olmalıdır öğretmenlerimizin.

dostamisc