Dün yollardaydım. Hava sıcak, trafik hafif sıkışık.
Radyo açık, art arda güzel müzikler çalıyor. Dalmışım düşüncelere, oradan
buradan düşünüyorum bir şeyler. Birden çalan şarkının sözleri çarptı kulağıma.
I am nothing without you ( sensiz ben hiçbir şeyim) diyor bir kadın şarkıcı.
Yana yakıla bir aşk şarkısı söylüyor. İrkildim. Ne demek sensiz ben hiçbir
şeyim? Aşk tabii ki çok güzel bir şey. İnsanı kendi özüne taşıyan en kuvvetli
etken ama sensiz ben hiçbir şeyim? Fazla abartılı. “Ben bir şeyim ama seninle her
şey daha güzel” daha uygun geliyor bana. Bizim Türkçe şarkılarda da çok vardır
bu yandım, bittim, kül oldum durumları. Kendini bir erkeksiz var hissetmeyen
kadınlara çok uygun! Halbuki önce varlığımız olabilmeli ki aşk olsun.
Sonra aklım eskilere gitti. Eski dediğime bakmayın
üç-beş sene evveli. Bahar ayları geldi mi, facebook gibi sosyal medya
ortamlarında bir aşk şarkıları, aşka dair alıntılar, çiçek böcek resimleri, aşk
arayışları gırla giderdi. Hatta Durun
İnecek Var kitabımda Aşk Olacaksa
Eğer başlıklı yazımda buna değinmişim. Yazının tarihi 26.4.2011 yani beş
sene evvel. Çok eski değil. Şimdilerde bakıyorum aşkın a’sı geçmiyor
paylaşımlarda. İnsanlarda hâl kalmamış, istek kalmamış ya da o kadar karanlık
ki gündem aşktan bahsetmeye utanır olmuş insanlar. Çavuşesku dönemini yaşamış
yazarlardan Herta Müller’in Keşke Bugün Kendimle
Karşılaşmasaydım adlı, dönemin
baskısını anlattığı kitabında aşkı, mutluluğu hissettiği nadir anları
“münasebetsiz mutluluk “ olarak nitelendirdiği gibi bizlerde sanıyorum artık
münasebetsiz buluyoruz aşktan bahsetmeyi. Oysa aşk insanın içine yaşam enerjisi
veren, kendi potansiyelini en ortaya çıkaran bir duygu yoğunluğu. Keşke herkes
âşık olsa… Daha sıcak, daha sevgi dolu bakardık hayata cümleten. Burada Jack
Nicholson ve Helen Hunt’ın oynadığı Benden
Bu Kadar ( As Good As It Gets)
adlı filmde Jack Nicholson’ın Helen Hunt’a söylediği “ seni seviyorum çünkü sen
benim içimdeki iyiyi ortaya çıkarıyorsun “ repliğini anmadan geçemeyeceğim.
Eskiden Pazar yazıları yazardı köşe yazarları. Gündemden
uzak, hayata dair. Aşktan, kitaplardan, doğadan, gittikleri yerlerden, genel
kültürden, güzelliklerden bahsederlerdi. Bir günlüğüne her şeyden uzaklaşıp
insanı hafifleten yazılar. Şimdilerde gündem o kadar acı ve yoğun ki, kimisi
hâlâ devam etse de, çoğu gündeme dair ya da bir şekilde ucu gündeme dokunan
yazılar yazıyorlar. Haksızlar diyemem. Ancak unuttuğumuz duyguları, içimizdeki
iyiyi hatırlamak, var olanı kaybetmemek için hâlâ güzelliklerin paylaşılması
gerektiğine inanıyorum. Yılmamak için, yaşama dair inancımızı kaybetmemek için
üzerimize boca boca dökülen kötülüklerden ara sıra sıyrılmaya, devam etme
gücümüzü korumak için ruhumuzu zaman zaman dinlendirmeye ihtiyacımız var.
Şiirden, şarkıdan, sanattan, aşktan bahsedelim biraz. Jack Nicholson’ın dediği
gibi içimizdeki iyiyi çıkaralım. En azından Pazarları…