25 Haziran 2013 Salı

MARATONA HAZIR MIYIZ?


Bir aydır olağanüstü bir hal var memleketimde… Her ne kadar başlangıç tarihi 27 Mayıs’ta olsa benim için miladı 31 Mayıs’tır bu halin. Artık benim değil, sadece kendine oy verenlerin Başbakanı olduğunu alenen ilan eden Sayın Başbakan’ın deyimi ile üç-beş çapulcunun üç-beş ağacın sökülmesini engellemek adına başlattıkları eylem devletin 31 Mayıs sabahı orantısız güç kullanmasıyla direnişe döndü. Başlarda son derece insani kaygılarla apolitik başlayan hareket , zaman içinde uzun zamandır görüşlerini dile getiremeyen gruplar tarafından da sahiplenildi.

Başta ayaklandık, yürüyüşler, mitingler yaptık. Günlerce parkta oturduk. Mizah yoluyla öfkemizi kustuk, düşüncelerimizi anlatmaya karşılaştık. Durduk, oturduk, karanfiller verdik.  Ancak her şiddetsiz eyleme şiddetle karşılık bulduk.  Her uygulanan orantısız şiddet, sindirmek yerine öfkeleri daha da besledi. Ülkenin yöneticileri tarafından biri diğerini tutmayan, sadece kendi tabanlarına hitap eden, insana sanki başka ülkelerde yaşanıyormuş hissi uyandıran açıklamalar, bu direnişe katılan insanlarda iyice bir dışlanmışlık duygusu yarattı. Apolitik başlayan hareket politize oldu . Demokratik haklarımızın hiçbir surette tarafımıza teslim edilmeyeceğini anladıkça mevcut iktidarla bu yolu yürümenin imkansızlığına iyice inandık. Herkesin gündemi değişti. Sosyal medya sitelerinde konuşulan tek konu bu olmaya başladı. Bunların hepsi olmalıydı ve oldu da…

Fakat esas direniş şimdi başlıyor arkadaşlar… Yolumuz uzun… Bu bir maraton. .. Nefesimizi dikkatli kullanmamız lazım. Artık direnişin ikinci aşamasındayız. Eylem kısmı her ne kadar devam etse de ileriye dönük adımlar atmanın zamanı… Gezi Parkı’ndan çıkarılan insanlar çeşitli parklarda forumlar düzenliyorlar. Her gece herkes düşüncelerini paylaşıyor birbiri ile. Bunlar çok güzel olmasına rağmen yakın vadede çözüm getirmeyecek gibi duruyor. Bu forumlar yapılmasın demiyorum ama bu rüzgarın etkisi azaldıkça forumlara katılım azalacağı gibi, bu ortamlarda da farklı düşüncelerin oluşacağı ve bazılarında ortak noktada buluşulamayacağı benim için neredeyse kesin… Zaten önümüz yaz ve Ramazan…

Tabii ki günlerdir yemeden, içmeden gündüz işe akşam direnişe giden insanların yorulacağı aşikar. Herkesin arada bir de olsa bir nefes almak en doğal ihtiyacı… Herkeste oluşan gündem dışı her hangi bir aktivite yapmanın veya sosyal medya ortamlarında paylaşımın yarattığı suçluluk duygusu çok sağlıklı değil. Bilakis maratona dayanabilmek için ihtiyacımız olan bir şey bu nefesler..

Zaman uzadıkça herhangi bir net noktaya varamamak insanda yılgınlık, bıkkınlık duygusu oluşturacaktır.  Bu nedenle herkes tarafından fikir birliğine varılmış birkaç konuya odaklanmak ve bunların üstüne çalışmak gerektiğine inanıyorum. Bu noktada benim önerim ; yedi ay sonra yapılacak seçimlerde etkin rol oynamak. Şöyle ki bu süreyi barajı düşürmek için kullanmalıyız diye düşünüyorum. Bu konuda hükümete baskı oluşturacak etkinlikler düşünülmeli bence. Kanaatimce şu anda en önemli konu bu…

Şu kısa vadede yeni bir parti kurulup, bunun seçimde yüksek bir oy almasını imkansız gördüğümden , mevcut partilerden birine destek olarak olarak seçimde iktidar partisinin karşısına blok olarak çıkmak iyi bir alternatif. Şahsen  sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkenin geleceği uğruna başkanlıktan istifa edip, yerine daha çok oy toplaması muhtemel daha genç, dinamik birinin geçmesinin iyi olacağını düşünüyorum.

Bu süreç içinde sosyal medya ortamında gördüğüm ötekileştirici, aşağılayıcı, hakaret içeren paylaşımlardan , tüm kışkırtmalara rağmen uzak kalıp, hedefimize odaklanmamız gerektiğine inanıyorum. Biz cevap verdikçe bu bir kısırdöngüne girer ve zaman boşa harcanır. Oysa susmak en iyi cevaptır. Şu anda iktidar tarafından sergilenen küstah tavra karşı asaletimizi, duruşumuzu en iyi sergileyecek tavırdır susmak. Aynı seviyeye düşülmediğini gördükçe onlar da vazgeçeceklerdir. Sosyal medyada yapacağımız paylaşımlar ülkenin ekonomik gerçekleri, olaylar hakkında bilgi ve seçimlere katılmanın önemi, seçim sistemi vs gibi bilgiler olmalı diye düşünüyorum…

Dediğim gibi bu bir maraton… Nefesimizi dikkatli kullanmamız gerekli… Bunun bilincine varıp nefes çalışmalarına başlayarak hedefe odaklanmanın zamanı geldi de geçiyor bile…  Gençler sayesinde elimize geçen bu fırsatı iyi değerlendiremezsek , her ne kadar bu ülkede bir daha hiçbir şey eskisi olmayacaksa da , yolumuz uzar,nefesimiz tıkanır… Dikkat!!!

Hiç yorum yok: