17 Şubat 2013 Pazar

LABİRENT


Hayata tutunma umuduyla tırnaklarını birbirine geçirerek canhıraş sevişen etler, her seferinde geride paramparça olmuş yürek parçacıkları bırakarak biraz daha kopuyorlar hayattan. Hazzın doruk noktasında ki varoluş labirentinin içinde, yitip giden hayallerinin ardında, biraz daha kayboluyorlar. Çıkışı olmayan bu tünelin içinde, karanlığa iyice gömülmüşlerin el yordamı ile birbirlerini bulduklarında, son bir gayret içinde ışığı görme çabası bu. Halbuki bu birleşme girdaba yakalanmış gibi daha da dibe çekerek derin siyaha boyuyor onları. Işıksa yazıya dökülmüş birkaç kelimenin arasına sıkışmış bir hayal olarak kalıyor, bu anlamsızlığın içinde gittikçe feri sönen…

30.05.2011

Durun İnecek Var adlı kitabımdan...

4 yorum:

Unknown dedi ki...

Çok güzel anlatmışsınız yasemin hanım ,günümüzün duygusuz birlikteliklerinin ve sonuçlarının dolandığı labirentleri, aslında konu son derce vahim ama neyseki yazınızın akıcılığı konunun üzücülüğünü bastırıyor ..

Yasemin Pforr dedi ki...

korku labirentinin içinde daha da kayboluyorlar maalesef... ne kadar çok o kadar uzak hissediyorlar kendilerini kendilerinden oysa daha da yüzleştiriyor kendileri ile bu anlamsız birliktelikler...

Yasemin Pforr dedi ki...

Karanlığın içinde kendileriyle yüzleştirildiklerini farkedebilecek duygudan ve ışıktan yoksun birliktelikler,belki kokusunu alıp ilerlemeye çalışır labirentin içinde...Çok güzel bir yazıydı,yüreğinize sağlık Yasemin hanım.. GÜLHAN ERDİNİ

Unknown dedi ki...

Metafor(lar) labirendinin içinden geçerek okudum yazını :) "Hayata tutunma" kavramının yorumudur bence tüm yazdıklarının "eşittir"i...Zekice kurgulanmış bir yazı...Beynine sağlık....