Sevgili
Zülfü Livaneli ile kitabı Serenad üzerine sohbet etme imkanı bulduğumda, sorduğum
sorular ve yaptığım yorumlardan olsa gerek, bana romanların “T” şeklinde
okunduğunu anlatmıştı. T’nin yatay kısmının hikayenin kurgusunu dikey kısmının
ise hikayenin duygularını, düşüncelerini ifade ettiğini söylemişti. “kimi
sadece T’nin yatay kısmını okur, sadece olayların akışını takip eder, kimi ise
T’nin hem yatay hem dikey kısmını okur ve anlar “ demişti.
Kendi
kitabımla ilgili geri dönüşlerin bazılarında, okurların bir kısmı yazıların
kısa olduğundan dem vuruyor. “Daha detay yazsaydın” gibi yorumlar alıyorum bazı
bazı. Buna karşılık cümlelerimi uzun bulanlarda var. Herkesi memnun etmek
mümkün değil tabii. Onun için ben gene kendim gibi devam ediyorum.
Hepimizin
değişik yaşanmışlıklar sonucunda ulaştığımız yaşta benzer duygular etrafında
dolaştığımızı görüyorum. Çoğumuzun değişik tecrübelerine rağmen kesişen duygu
alanları var. Ben bu alanları yakalayıp, bu alanlarda ki kendi duruşumu, kendi
duygumu yazıyorum. Yazarken kendimden yola çıkıyorum, okuyanların bildiği gibi.
Örnekleri, en iyi kendiminkileri bilebileceğimden kendimden veriyorum
çoğunlukla. Ancak her olayı, düşünceyi veya duyguyu cıncık cıncık en ince
detayına kadar anlatmayı istemiyorum. İstiyorum ki, benimle benzer olayları
yaşamış, benzer duyguları hissetmiş okurlar kendi düşüncelerini, kendi duygularını
yerleştirsinler satır aralarına. Her ne
kadar ruhuma iyi gelsin diye yazıyorsam da bunları paylaşırken ki amacım
herkesin kendi hikayesini dinlemesi ve kendine dönüp düşünmesi… Benim görevim
sadece tetikleyici olmak…
Sevgili
Livaneli’nin dediği gibi satır aralarını okumadan sadece yatay olarak
okuyacaklar da var elbette. Bu okurların henüz kendilerini dinlemeye hazır
olmadıklarını veya istekli olmadıklarını düşünüyorum. Bu kişiler hayatlarını da
T’nin yatay kısmında geçiren kişiler çoğunlukla. T’yi bütün olarak görmek,
yaşamak, hissetmekten uzak duranlar… Hayatı aksiyon bazında yaşayıp duygu
bazında es geçenler… Benim yolculuğumu çok önceden yapmış, bitirmiş,
kendilerini bulmuş okurlarda belki bir tanıdık duygu selinin içinde
bulabilirler kendilerini. Hoş, ben yolculuğun hiç bitmediğini savunanlardanım.
Bu sadece bir durak… Daha gidilecek çok yol, keşfedilecek çok manzara var… Bu
da yeni yazılar ve belki yeni kitaplar demek benim için…
16.04.2013
1 yorum:
ben hayatı "T" yaşamak veya yaşamamak demek istedim.. hani bazıları sadece dikey görür, bazıları hem dikey hem yatay görür ya.. nasıl bakıyorsak hayata öyle yaşıyoruz ve öyle de okuyoruz demek ki diye düşündüm.. çok güzel bir benzetme herşey için..
NURPER ARSAN
Yorum Gönder