Çoğunuzun
malumu hane nüfusumuz son Çakıl oğlanın gelişiyle beşe çıkmıştı. 3 kedi, 2
insan veya 3 dişi, 2 erkek ya da 3 büyük, 2 çocuk olarak sınıflandırabilirz bu
nüfusu. Ben en son sınıflandırmayı seviyorum zira herkesin hal ve tavırlarına
bakarsak en doğrusu o.
Evin Valide Sultan’ı
Cookie Hanım’ı izlemek büyük keyif. Tüm o kilosuna rağmen tam bir dişi. Dişi
derken yanlış anlaşılmasın, kısırlaştırıldığı için o taraklarda bezi yok ama
sevgi arsızı her kadın gibi. O dombili haliyle fazla hareket edemediği için
bütün gün kendini o koltuktan bu koltuğa atıp yatıyor hatun. Sadece iki şey onu
harekete geçirebiliyor. Biri yemek diğeri ise sevilme isteği. Ne zaman beni
sevmeye müsait buluyor, dikiliyor başıma miyav miyav. Hatta şöyle bir güzellik
(!) uykusuna yatarsam bakıyor ki ellerim boş, hemen hooop üzerime atlıyor.
Gözlerim kapalı mı değil mi umuru değil. Alıyor pozisyonunu ve başlıyor ön iki
patisiyle beni dürtmeye. Miyavlayarak “ uyumak yok, benim sevilme saatim” diyor
edepsiz. Yaklaşık bir 10 dakika sabredip hareketsiz kalabilirseniz, anlıyor bir
iş çıkmaz bu kadından, kıvrılıyor ayak ucuma. Yok sabredemeyip “bir iki seveyim
de gitsin başımdan” derseniz yandınız. Öldür billah sizi bırakmıyor. Sevilmeye
doymayan kadınlar gibi istedikçe istiyor. Gitti güzellik uykunuz!
İçinizden
bazıları “bu kadın niye durup durup insanlar dururken kedileri yazıyor? “ diyor
olabilir. Kızımın babası “hayvan sevmeyen insanda sevemez “ derdi. Kuşkusuz içinde sevgi
barından herkesin kayıtsız kalamayacağı bir dünya hayvan dünyası… Onlarla iç içe
yaşadığım 14 senede gördüğüm, hayvanların da insanlara çok benzer duygu ve
davranışlar içinde oldukları… Ancak onlar politik davranmayı bilmediklerinden, tüm
gerçek doğaları ile kendilerini ortaya koyuyorlar hesapsız, kitapsız; insanlardan
farklı olarak…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder