Birçok kişi kitabımın son cümlesi olan “ Ve kayanın
arkasından çıkan manzara nefesimi kesiyor…” cümlesini okuduktan sonra bana bu
manzarayı anlatıp anlatmayacağımı sordu. “Lütfen yaz” diye talepler geldi. Hatta
bir kaç kişi “bu ikinci kitabın hazırlık cümlesi herhalde” diye yorum yaptı.
Aslında düşünmedim de değil… Eski kimliğimden
sıyrılma sürecini anlattığım ilk kitabımdan sonrasını, kendi üstüme oturan yeni
elbiseyi biçme sürecini de kitaplaştırmayı planlamıştım. Şimdi ise kararsızım.
Aynı tarz bir kitabın tekrar olacağını düşündüğümden ve daha önemlisi herkesin
manzarasının kendine göre olduğuna inandığımdan…
Kitaba en çok gelen yorumlardan biri olan “ kendimden çok
buldum “ yorumu, çoğumuzun geride bıraktıkları yaşanmışlıkların sonucunda benimle
aynı soruyu sormasından kaynaklanıyor bence. Kaç yaşında olurlarsa olsun
okurlar, geriye bakıp ileriyi düşündüklerinde “ İstediğim nedir? Hayat istediğim
gibi mi gidiyor? “ gibi sorgulamalar içindeler sanıyorum. Benimle kendilerini
yakın hissettiklerine göre…
Aynı coğrafyada doğmuş olmanın verdiği benzerlikler olmasına
rağmen, içine doğduğumuz aile, yetişme şartlarımız, yaşadıklarımızda ki
farklılıklar nedeniyle herkesin tecrübesi kendine özel. Bunların kişiliğimize
etkileri de… Bu nedenle soru aynı olsa da verilecek cevapların çok çeşitlilik
göstereceğini düşünüyorum. Benim nefesimi kesen manzara ile başkalarının ki
aynı olmayabilir. Ben denizin uçsuz bucaksız enginliğinde kendimi bulurken,
kimisi New York vari gökdelenler içinde kendini rahat hissedebilir. Hangi manzara
içimize huzur veriyorsa o güzeldir.
Buradaki kilit nokta hangi manzaranın karşısında kendimizi "tam" hissettiğimiz… Biz kendimizi “tam” hissettikten sonra dışarı yansıtacağımız
ışıkta pozitif olacaktır. Bu yayılan pozitif enerjinin karşısında dış dünya saygı ile eğilecektir. Sizi aşağı
çekmek için uğraşanlar olsa bile “tam ve huzur” içinde olmanın gücüyle onlara
paye vermeyecek ve onların sizi aşağı çekmesine izin vermeyeceksiniz.
Çabalarının sonucunu alamayanlar ise kendileri aşağı çekilecektir. Önemli olan
hayata karşı duruşunuza tüm kalbinizle inanmaktır. Buna inanç size ihtiyacınız
olan tüm gücü verecektir.
Sanmayın ki içinize huzur veren manzaraya ulaştığınızda yol bitecektir.
Oraya yerleşme planlarınıza rağmen, yola bir kere çıkmış gezginlerin yeni
yerler keşfetme arzusu sizi de saracaktır. Bir kere başlangıç noktasına
ulaştıktan sonra daha derine, daha ileriye gitme dürtüsüne engel olamıyor
insan. Olmasın da zaten… Daha da ileri gittikçe çantanıza birçok güzel
manzara ekleyebilirsiniz. Her biri içinizi açan, duruşunuzu sağlamlaştıran…
Yüksek dağlara tırmanan dağcıların zirveye ulaştıklarında dünyaya hakim olma
hissini hissettikleri gibi, yaşamınıza hakim olma hissi ile sizi dolduran…
25.04.13
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder