Hayata tutunma umuduyla tırnaklarını birbirine
geçirerek canhıraş sevişen etler, her seferinde geride paramparça olmuş yürek
parçacıkları bırakarak biraz daha kopuyorlar hayattan. Hazzın doruk noktasında
ki varoluş labirentinin içinde, yitip giden hayallerinin ardında, biraz daha
kayboluyorlar. Çıkışı olmayan bu tünelin içinde, karanlığa iyice gömülmüşlerin
el yordamı ile birbirlerini bulduklarında, son bir gayret içinde ışığı görme çabası
bu. Halbuki bu birleşme girdaba yakalanmış gibi daha da dibe çekerek derin siyaha
boyuyor onları. Işıksa yazıya dökülmüş birkaç kelimenin arasına sıkışmış bir
hayal olarak kalıyor, bu anlamsızlığın içinde gittikçe feri sönen…
30.05.2011
Durun İnecek Var adlı kitabımdan...
Çok güzel anlatmışsınız yasemin hanım ,günümüzün duygusuz birlikteliklerinin ve sonuçlarının dolandığı labirentleri, aslında konu son derce vahim ama neyseki yazınızın akıcılığı konunun üzücülüğünü bastırıyor ..
YanıtlaSilkorku labirentinin içinde daha da kayboluyorlar maalesef... ne kadar çok o kadar uzak hissediyorlar kendilerini kendilerinden oysa daha da yüzleştiriyor kendileri ile bu anlamsız birliktelikler...
YanıtlaSilKaranlığın içinde kendileriyle yüzleştirildiklerini farkedebilecek duygudan ve ışıktan yoksun birliktelikler,belki kokusunu alıp ilerlemeye çalışır labirentin içinde...Çok güzel bir yazıydı,yüreğinize sağlık Yasemin hanım.. GÜLHAN ERDİNİ
YanıtlaSilMetafor(lar) labirendinin içinden geçerek okudum yazını :) "Hayata tutunma" kavramının yorumudur bence tüm yazdıklarının "eşittir"i...Zekice kurgulanmış bir yazı...Beynine sağlık....
YanıtlaSil