Cumhuriyet gazetesi köşe yazarlarından Deniz Kavukçuoğlu’nun
kediler üzerine yazdığı bir kitap Kedi Gülüşü. Son günlerde üzerime çökmüş ağır
havadan bir nebze kurtulmak için, üç kedi sahibi olarak kedilerin insana
verdiği mutluluktan yola çıkarak elime aldım kitabı. Bir zamandır okunacak
kitaplar rafımda duran bu kitaptan, bu kitabın içeriği olan kedilerden tıkanmış
ruhuma nefes üflemek istedim sanki.
Edebi bir kitap değil Kedi Gülüşü. Anlatıyla derleme arası
bir kitap diyebilirim. Deniz Kavukçuoğlu’nun kendisinin ve dostlarının
kedilerinden oluşan anıları anlattığı, kedilerin tarihi, haklarında dünya
üzerindeki efsaneler gibi çeşitli bilgileri topladığı ama en çok Türk ve Dünya
edebiyatında kedinin yer aldığı roman, öykü ve şiirlerden örneklerle bezediği
bir kitap. Bu anlamda gene edebiyatın içinde geziniyorsunuz okurken. Ne kadar
çok yazarın veya şairin kedilerden ilham aldığını görmek şaşırtıcı. Kedilerden
esinlenip beste yapmış müzisyenlere de bir bölüm ayrılmış.
“Kedili bir yaşam bir şeyden, bir şeylerden kaçış mıdır?” diye
soruyor kitabın dokuzuncu bölümünün başında. Buna cevap bulmaya çalışan çeşitli
yazar ve düşünürlerden örnekler vermiş bu bölümde. Ernest Hemingway “ Kedinin
dürüstlüğü tamdır. İnsanlar çeşitli nedenlerden duygularını saklayabilirler,
ama bir kedi asla.” diye açıklamış kedilere düşkünlüğünü. Mark Twain ise “
Tanrı’nın yarattığı tüm canlıların arasında tutsaklaştırılmaya boyun eğmeyen
bir tek canlı vardır, o da kedidir. “ olarak açıklıyor hayranlığının nedenini. Her
iki açıklamada da insanın kendi özlemlerini görüyorum ben. Her türlü
haytalığına, söz dinlemezliğine, başına buyruk hareketine, sadece kendi istediği
zaman sevdirmesine karşın çok sevilen, tercih edilen bir hayvan kedi. Ne ideal bir
durum değil mi? Hiçbir kurala, toplumsal ve ahlaki kodlamaya uyum sağlamadan
yaşayabilmek ve buna rağmen kabul görmek. Kim istemez ki?
Oya Baydar Kedi Mektupları adlı romanında “ Düşünmediğin,
yalnızca davrandığın zaman mutlusundur.” demiş. “Hayatın anlamı ne? Sorusunu bir
kez derinden sordun mu artık iflah olmazsın.” Kediler bu tür bir soru sormadıklarından,
içgüdüsel olarak ana tepki verdiklerinden mutlu olmalılar. Tam kucağınızda
sevilirken az ötede gördükleri bir sinek için bu keyfi bırakabilen ve bundan hiçbir
pişmanlık duymadan sinek görmüş olmanın mutluluğunu yaşayabilen varlıklar.
İstedikleri her an o kucağa dönebileceklerinin bilinci de ayrı bir mutluluk
olmalı. Siz ise onu olduğu gibi kabul etmiş olmanın rahatlığıyla kucağınızdan
aniden atlayıp giden kediye ne kızgınlık ne de kırgınlık hissetmeden sadece gülümseyerek
bakakalıyorsunuz arkasından. Keşke bir kediye gösterdiğimiz bu kabul ve
anlayışı diğer insanlara da gösterebilsek…
Hayvansever ve edebiyata meraklı biri olarak ben kitabı
keyifle okudum. Kavukçuoğlu’nun anılarının arasından, benzerlerini yaşamış biri
olarak gülümseyerek geçtim. Kedi sevmeyenlerin de, belki sıkılarak da olsa,
kedileri anlamaları açısından okumalarını arzu edeceğim bir kitap ama tabii ki
ısrarcı olamam. Kediseverlereyse, temiz bir Türkçe’yle yazılmış bu kitap tavsiyemdir.
Merhaba!
YanıtlaSilAdim Julia ve Polonyaliyim. Ama Turkce biliyorum 🙂 Can Yayinlari tarafindan yayinlanmis Oya Baydar`in "Kedi mektuplarini" Polonya'ya siparis ettim. Kitap ulasti bana 🙂 Ama ... iki sayfada metin yok 😞 Safya 270 ve 271 yok 2015teki basimda. Lutfen, eger mumkunse, fotograf cekin bu iki sayfadan ve bana gonderin... lutfen! Cok minnettar olacagim size...
Sevgilerle,
Julia K.