Gene bir bayram günü…
Bayramlar bayram olmaktan çıkalı çok oldu. Bayram eskiden,
sevgi ve saygının hüküm sürdüğü, evlerin yeni pişmiş kurabiye, börek, çöreğin kokusuyla
dolduğu, çocukların yeni alınmış bayramlıkları içinde, bayram harçlıklarına
sevindiği, herkesin birbirine sevgiyle sarıldığı günlerdi. Akrabalar ziyaret
edilir, ikramlar yapılır, yenilir, içilir, sohbet edilirdi. Seyahat planları
yapılmazdı, zaten çok da seyahate gidilmezdi. Bayram harçlıkları abartılmaz,
mendil içine, çocukların şeker, çikolata alabileceği kadar para konurdu. İnsanlar
birbirinden kaçmazdı, birbirine koşardı. Külfet gibi gelmezdi, keyif olurdu. En
azından çocuk olarak bana öyle gelirdi. Anneannemle dedeme gitmek bana her
zaman mutluluktu. Bunların hepsi geride
kaldı.
Sonraları bayram tatillerinde bir yerlere gitmek moda oldu.
Hoş hala moda. Artık büyükler bile” bu bayram bir yere gitmiyor musun?” diye
sorar oldu. Bayramın taşıması gereken birliktelik, paylaşım , sevgi, saygı
duyguları yavaş yavaş yok oldu. Bayram ruhu tamamen kayboldu. Şimdilerde
adettendir diye kutluyor herkes birbirini. Neyi kutladığımızı biliyor
muyuz gerçekten?
Bu güne bakınca, zulümden kaçıp topraklarımıza sığınan
binlerce mülteciyi, Soma’da babalarını taze kaybetmiş çocukları, Gazze’yi,
Ukrayna’yı, memlekette başka sorun yokmuş gibi kafalarını kadınlara, kız
çocuklarına takmış meclisimizi, gittikçe yok edilen güzelliklerimizi, Müslüman
veya değil ama insanın insana düşmanlığını düşününce bayram bana inanılmaz
anlamsız geliyor. Yaşananlar bayram ruhuna o kadar ters ki! Artık sevgiyi
hissedemiyorum. Bayramın mantığını hiç anlamadığımızı düşünüyorum. Her bayramda
anlarmış gibi yapıyorsak da bayram geçer geçmez gene eski düzene dönmekte
gecikmiyoruz. Samimiyetimize inanmıyorum.
Oldum olası bayramlarda kurban kesilmesine karşıyım. Evet bu
bir ibadet şekli, bir ritüel ama gene de sevmiyorum. Etrafımızda ihtiyacı olan
insanlara, kestiğimiz kurban etlerinden vermektense kurbana harcayacağımız parayla
daha gerekli, daha faydalı yardımlarda bulunabilinir diye düşünüyorum.
Paylaşmanın, yardımlaşmanın binlerce yolu var. Yeter ki içten olsun, sevgiyle
olsun. Kaçımız bayramlarda içteniz? Dürüst olalım...
Her tarafımız acı, keder, yokluk, zulüm, adaletsizlik, eşitsizlik, acımasızlık kaplıyken ben bayram gibi hissedemiyorum. Kusura bakmayın. Bayram mı? Geçiniz... İnsanlığın bu gün içinde bulunduğu durumda bayram falan hak etmediğini düşünüyorum, dolayısı ile de kutlamıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder