Bizim evin halleri pek bir alem… Hane nüfusumuz bir
yetişkin, bir çocuk ve ikisi de kedi olmak üzere dört kişiden oluşuyor. Evin
tek erkeği Limon Efendi, tekliğinin farkında pek bir ağır abi durumlarında. Bu
arada hemen açıklayayım, hayır efendim tüyleri sarı değil. Kızım gözlerinin
şeklini ve rengini limona benzetmiş, adını Limon koyduydu eve geldiğinde küçük
bey. Eve insan cinsinden bile olsa güzel bir hatun geldi mi yavşıyor ama genel
hava ağır abi. Çapkın eşşoğlu ama seçiçi. Öyle her önüne gelene yüz vermiyor
ama bir beğenirse ayaklarına kapanıyor hatunun. Artık bir iltifat, bir ilgi
görmeniz lazım. Ayaklara sürtünmeler, kucağa atlamalar, mırr’lamalar gırla. En
kedi sevmeyenini bile baştan çıkarır cinsten…
Diğeri bir zamanların işveli, cilveli kedisi Cookie
Hanım ise kısırlaştırıldıktan sonra aldığı kiloların ağırlığı ile olsa gerek
pek bir ninem durumunda. Unumu eledim eleğimi astım havalarında Limon
Efendi’nin avanslarını “ aa terbiyesiz” modunda patileri ile savuşturuyor. Ancak
mutad yeri sepetinde bir yatışı var ki görmeniz lazım. Hürrem Sultan’ın Valide
Sultan olmuş hali… Öyle gerim gerim… Bir de çenesi düşük, sormayın gitsin. Suyunu
tazelemeyi unutmuşsam artık homur homur söyleniyor su tasının başında. Taa arka
odada bile olsanız duyup geliyorsunuz .”Ne var?” diye sorduğumda öyle bir
bakışı var ki, görevini ihmal etmiş elemanını bakışı ile yerle bir eden patron
havasında. Diyorum ya Valide Sultan… Hoş kiloları itibarı ile bir Garfield
havası da var ama onun gibi muzır değil.
Haftasonu geçirdiğim vertigo atağı nedeniyle her
hafta değiştirdiğim kumlarını değiştiremedim. Sen misin değiştirmeyen? Her ne
kadar Cookie Hanım dişi olduğundan kadın hallerinden anlıyorsa da, Limon Efendi
evdeki temizliği beğenmemiş koca misali, suratını astı ve beni cezaya koydu.
Tuvalet kabı hariç neresi varsa oraya yapıyor tuvaletini. Ama gene de kadını
fazla dellendirmeye gelmez diye herhalde, tuvalet banyo lavabosunun içine
yapıldı haftasonu boyunca. Hiç yoktan iyidir, temizlemesi daha kolay. Bütün bu
edepsizliğine rağmen hastayım ya kendini en amorf şekillere sokarak, benim
üzerimde kendine yatacak bir bulup pozitif enerjisini bana geçirmeyi de ihmal
etmedi. Öyle açık açık değil, çaktırmadan… Erkek işte!!!
Bak şimdi!
Cookie Hanım dikildi yanıma, ”miyav miyav “ konuşuyor. Sesi de pek bir
çirkin garibimin. Diyor ki “bırak şu yazıyı, benimle ilgilen” Mecburen beş
dakika ara arkadaşlar. Dişiyi ilgisiz bırakmaya gelmez, maazallah patiliyiverir
sonra. Haa birde istediği yeri sevmezseniz şekilden şekle girip istediği yerini
okşatıyor. Sevmeyi bırakırsanız ama hala ona yetmemişse patisi ile “tık tık”
durumda “hoop, daha bitmedi, nereye?” diyor. Dişi değil mi? İlla istediğini
alacak…
Cookie Hanım’ı sevme molası vermişken iki lokmada
öğle yemeği yiyeyim dedim. Bir baktım Limon Efendi kurulmuş karşımdaki
sandalyeye. Hani komşuda pişer bize de düşer mi misali. Zeytinyağlı yediğimden
onun ağız tadına uygun bir şey yoktu ama o yemeğin sonuna kadar bir umut efendi
efendi oturup bekledi sandalyesinde. Ne zaman ki kalktım, baktı iş çıkmaz bu sofradan,
o da indi sandalyeden.
İşte böyle arkadaşlar. Hayvan sevmeyenlerin hiç
anlayamadığı sıcacık bir dünya onlara yaşanan… Bizim evde onlar benim
çocuklarım, Ladin’inde kardeşleri statüsündeler. Zaman zaman gene hikayelerini
yazdığımda göreceğiniz gibi pekte farkları yok insanlardan. Hatta daha saf,
daha içten, daha netler. Sevginize kendi dillerince, kendi hallerince inanılmaz
bir karşılık veriyorlar. Kediler kesinlikle nankör değiller. Sadece kişiliklerine
saygı gösterilmesini isteyen, gösterilmediğinde baskı altına girmeyen
varlıklar. Siz gösterirseniz, onlarda sizinkine gösteriyorlar. Hepimizin
istediği ama bazılarımızın becerebildiği gibi…
Bizim evin hallerine kapıyı açtık. Zaman zaman bu
halleri paylaşmaya devam edeceğim. Hayvan dünyasından keyif alan, merak eden
herkese kapımız açık. Bekleriz…
21.03.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder